San Fransisco

San Fransisco, hiç değişmemiş cehresi.. Bildiğim dükkanlardan bazıları kapanmış yerine yenileri açılmış. Şehre ilk taşındağımdaki evin dış cephesi boyanmış tam çıkartamadım hangisi olduğunu... Sahilde yürüyüş yapıp üstünde kendiliğinden yaprak deseni olan midye kabuklarından toplamak istiyordum ama hava hep puslu ve serindi,yapamadık. Bir dahaki sefere kısmetse...

Alcatraz’ı görmek için önceden bilet almak gerekiyormuş biz almamıştık ve tüm hafta doluydu o yüzden göremedik. Gerçi bir yaş bebeği ile hapishane gezmek çok güzel olmazdı sanıyorum.
Bir de turistik yer olduğu için sezon fiyatları koyuyor oteller hep önceden rezervasyonunuz yoksa ucuza otel bulmak da zorlaşıyor o yüzden babamlara git gel yaptık ve bu kısım biraz yorucu oldu. Ancak tüm şehri gezmemiz için 2-3 gün yeterli oldu. 
Tabii bunda daha önce 2 sene kadar bu şehirde yaşamış olmamın etkisi var mıdır? Olabilir. Gerçi ben orada yaşarken her yere toplu taşıma ile gidiyordum. Arabalı olunca nereden dönsek önce neyi görsek nereye park edip ne kadar yürüsek bilemedim. O yüzden bir düzen içinde gezemedik ama hiç bir yeri de atlamadık diyebilirim.

Fotoğraflar ile 3 günde San Fransisco gezimiz
1.Gün


İlk durağımız Golden Gate Park içindeki Japanese Tea Garden'dı. Giriş ücretli içeride otantik bir cafe var,bir şeyler atıştırmak için güzel. Biz yeşil çay içip meshur taze fasulye gibi haşlanmış fasulyelerden yedik. Arda çok sevdi. Türkiye'de yok mu acaba bunlardan?

De Young Museum, Golden Gate Park içinde bulunan ücretsiz girilen Modern Sanat Müzesi.
Golden Gate Park şehrin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Kesinlikle görülmesi gerekiyor. İçeriden Sagway,bisiklet turları hatta otobüs turları alarak şehri gezmeye başlayabilirsiniz.


California Academy of Science. Çatısında bitki yetişiyor. Botanik Bahçesi var oraya da giriş ücretli fakat çok büyük olduğundan zamanımızı parkta bahçede tüketmeyelim dedik. İçeride araba ile gezebilceğimiz yerleri gezip ayrıldık parktan.



 Benim pek sevdiğim minik minik barların ve happy hour'ların bol olduğu Haight caddesinden geçtik. Tamamen Hippilerin takıldığı rengarek street artlar ile dolu bir cadde burası. Eşim hepsi uçmuş bunların deyip arabadan inmeye lüzum görmedi.Hahaha ve onun çok hoşuna giden Alamaro Square'e gittik.
Painted Ladies denilen evler arkada, Küçük Ev'in (Full House) çekildiği meşhur yer burası. 80 doğumlular hatırlar diziyi herhalde. Arda bu parkta çok mutluydu. Yaşadığın şehirde bol bol park yeşil alan olması ne kadar muhim değil mi?

                                                                     2.Gün

City Hall yani Hükümet Binasına gittik. Bir çok nikah burada kıyılıyor. 

Dışarıdan ve içeriden görünüşü fotoğraflarda.


Union ve Market Street kesişimindeki meşhur Union Square Meydanından bu kare.
Bu kalpler hep var fakat temaları boyaları değişiyor. Burası bence San Fransisco'nun kalbi. Biraz bizim Taksim gibi. Çevresinde oteller,meşhur mağazalar,Cheese Cake Factory,Macy's (yani Boyner/YKM ayarında bir AVM) bulunuyor. Kışın buraya buz pisti kuruluyor ve devhasa bir de ağaç. Çok ucuza buz pateni kiralayıp kayabiliyorsunuz. Biz Ekim'de oradaydık. Bol bol resim sergileri vardı meydanda.
Meydandan bir kaç cadde ileride az bir yokuş çıktığınızda ise China Town'a ulaşıyorsunuz.
China Town - Dragon Gate 



Meshur Financial Building

Benim şehirde en sevdiğim,en romantik bulduğum yere gittik. Bence her filmde yer almalı, tüm evlilik teklifleri burada yapılmalı! İşte karşınızda Palace of Fine Arts. 
Güzel Sanatlar Sarayı..



3.Gün
Hava sisliydi. Şehre ilk taşındığımda oturduğum evin yerini gösterdim eşime. Sırasıyla sahillerden geçtik. Baker Beach'de denizden yeni çıkmış orta yaşlı bir kadın görüp şok geçirdik. Yokuşları inip çıkıp Lombard Street'e vardık.
Lombard Street ; Bildiğim kadarı ile dünyanın en keskin virajlı caddesi olarak geçiyor.
Araçlıysanız mutlaka geçin buradan. Eğer araçlı değilseniz yürüyerek çıkılcak yer değil sahilden sıranızı bekleyip meşhur tarihi tramvaya (Cable Car) bindiğinizde bu noktada fotoğraf çekmeniz için duraklıyor.
Aynı yerden gece Cable Car ile geçtiğimizde çektiğimiz fotoğraf

Her iki fotoğraftada ileride sol ortada görünen kulenin adı Coit Tower bu da bizim Galata Kulesi gibi.
Dimdik merdivenleri var ama elbette elin gevuru pusetliler ve sakatlar için kıvrım kıvrım yokuş bir yol yapmış ama bizim haberimiz olmadığından Arda'yı kucaklayıp tırmandık o dimdik merdivenleri. Giriş ücretli. Asansörle çıkılıyor tepesine. Şehri 360 derece görebileceğiniz en yüksek yapı bu. Financial Building tepesine New York'taki ikiz kulelere yapılan saldırılardan sonra çıkış yasaklanmış çünkü..
Tepeden çekilmiş fotoğraflar
 Alcatraz
Golden Gate
Golden Gate hep sisler altındaydı bu 3 gün boyunca ve turistler fotoğraf çekmekte pek beceriksizdi.Nasılsa bu fotoğraf çok iyi çıktı :) Selfie Çubuğu almadığıma bin pişman oldum bu gezide..
Golden Gate'i geçmek ücretli ancak plakanızın fotoğrafı çekilip ev adresinize geliyor. Bizim araç kiralık olduğundan kredi kartımızdan çekildi mesela. Trafiği yavaşlatmamak için güzel çözüm. Köprüyü geçtikten sonra 15-20 dk daha yol giderek Maymunlar Cehennemi filminde maymunların sığındığı meşhur Muir Woods adlı ormana gidebilirsiniz.Buraya da giriş ücretli. Park yeri bulmak çok zor ama biz çok şanslıydık. Giriş bileti alırken içeride oluşturulmuş farklı rotalar size anlatılıyor 3 boyutlu bir şema üzerinden. Bebek arabasıyla olduğumuz için biz kauçuk ve tahta zeminli olan en kısa rotayı seçtik. Daha önce uzun olan rotayı arkadaşlarımla tırmanmıştım,onca tırmanıştan sonra sis yoksa manzara etkileyici ama sis varsa pek bir şey göremeyedebilirsiniz ve hatırladığım kadarıyla iniş kısmı resmen bozkırdı, çok zevksizdi. Kısa olan bence daha iyi. Bilginize.


Muir Woods sonrası Sausolito'ya uğradık.Burasını çok övmüşlerdi ve ben ilk kez gördüm. Hiç boşuna gitmeyin.Yüzen evler yapmışlar başka da bir şey yok.
Berkeley'e gittik. Öğrenci şehri diyebiliriz bu kısma Berkeley Üniversitesi dışında bir şey yok. Biz North Face Outlete gidip kendimize ceketler,ayakkabılar aldık. Gerçekten uygun fiyatları,fırsatınız olursa tavsiye ederim. Sonra adını bilmediğim değişik bir köprü geçtik ve de Bay Bridge'i geçerek tekrar San Fransisco sahil yoluna saptık. Baktık deli trafik var Market Street'e saparak aracımızı park ettik. Doğru düzgün fotoğrafını çekememişim yine Ferry Building'e yürüdük. Burada Farmers Market denilen bir pasaj var. Yan yana küçük,kaliteli ve pahalı ürün satan bir çeşit kapalı pazar burası. Şarapçı,peynirci,zeytinyağcı gibi.. 

Ferry Building karşısından adını tam bilmediğim tramvay diye geçen ama rengi ve rutu farklı  (yeşil ya da turuncu) olan tramvaya binerek sahilin en sonuna gittik.
Yürünebilir fakat görecek bir şey yok ve okyanus rüzgarı adamı üşütür benden demesi..

Tramvaydan indiğiniz noktanın az ilerisinde tur otobüsleri başlıyor. Çeşit çeşit araç var.  Bu otobüsler hızlı bir şehir turu yapıp her yeri görmek için ideal. Farklı farklı fiyatları ve programları olanlar var. 

Yine biraz daha ilerlediğinizde cikolata fabrikasından yükselen mis gibi kokuya dayanmak imkansız olduğundan sahile her inenin uğraması gereken yer.

Burası son nokta,sonra geri dönüp Pier 39 yönüne doğru yürümelisiniz. Sahile parallel karşılıklı dükkanların olduğu caddeden yürürken sizi kendine çeken ikinci koku da meşhur fırın.Sürekli yenilenir vitrini.
Bu fırını geçtikten sonra sola doğru yan yana bizdeki kumpirciler misali yengeç eti satan bir sürü küçük esnaf var. Yalnız denedik yenebilir bulmadık biz bu yengeçleri :)


Pier 39 (benim gözümde bizim Ortaköy'ün eski hali).. Adam gibi fotoğraf çekmemişiz çünkü çok acıkıp bir balık restoranına girip kendimizi yemeğe vermiştik. Her zaman iskelenin üstüne yatıp güneşlenen foklar yoktu o gün. Ancak havada uçak gösterisi vardı.

Pier 39 ile Çikolatacının tam orta noktası diyebilirim Cable Car durağı için...

 Meşhur Cable Car bu. İnanılmaz sıra oluyor.Biz çok bekledik beklerken okyanustan esen rüzgar öyle şiddetlendiki deri montlarımıza rağmen donduk. Bir sokak şarkıcısı resmen konser verdi. Arda da şarkı söyledi,el çırptı,çılgın kahkahalar attı.En sonunda güzelce bir kızı da tavladı :)

Uzun ve güzel geçen son günümüz de böylece bitti...
Arabamızı Market&4th kesişimindeki otoparka bırakmıştık. Cable Car sahilden başlayıp, Union Square'in yanından geçerek Market Street'de duruyor.Orada inip arabamıza yürüdük.Hemen her köşe başında olan Starbucks'dan kahve ve ılık süt aldık.Hepimizin içi ısındı :) 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atopik Dermatit (Alerjik Egzama)

Sevgiliye Meyve Yedirmek

Piruze