On Babymoon

Eveet... Aslında her hamilenin karnı kocamanlaşmaya başladığında tatil aşerdiğini düşünüyordum ki meğer litaratürde adı bile varmış bunun :D Babymoon derlermiş.O ne demekmiş? Tık tık...
İngilizce bilmeyenler için kısaca özetlersek; anne-babanın bebekten önce baş başa vakit geçirmesi.Bebek öncesi mini balayı yani..
Vallahi siz haftanıza ve doktorunuza göre hareket edin,gebelikte yolculuk yazılarını okuyun tabii ama ben doktorum bir sonraki randevumu vermeden önce dedim ki "biz tatile gidiciz"
"Nereye?" dedi.
"Avşa'ya" dedim.
Bir baktı..Öyle bi baktı ki..
"Gönül ister Maldivlere gidelim doktorcuğum" dedim gülerek
Hemen sözümü kesip "yok canım,adaya gidiyorsun ya ters bir şey olursa?"dedi.
Genelde böyle uyuz soruları daha bezelye kadar göbeğim varken sormaya başlayan ben o kadar tatilim gelmiş demek ki "olmaz olmaz"dedim.
İzni aldım,yetmedi,yüzsüzlüğü ele alıp bir de annemle yazlığa gidicem deyip bir sonraki randevuyu da 1 hafta daha ertelettim :D
Arabacığımızı aynı bizim aldığımız dönemdeki halimiz gibi yeni evli pek tatlı bir çifte sattıydık geçen hafta,o yüzden teyzemin arabasını ödünç aldık.Marmara Ereğlisi'ne dek arabayla gidip oradan vapurla geçtik Avşa'ya...
3 saat çok bayıyor yol..Neyse ki gidiş ve dönüşte "Merhaba Bebek" kitabımı okuyup bitirdim :D
Tabii hamileliğin en güzel yanı ayaklarını her yerde uzatabiliyorsun,canının istediği her şeyi yiyebiliyorsun ve ağır hiç bir şey taşımıyorsun :) Ben sadece 2 tane havlu koyduğum bir plaj çantası taşırken geri kalan herşey kocacığımın omuzlarındaydı...

Vardık Avşa'ya hemen denize sıfır,küçük,şirin ve temiz pansiyonumuza yerleştik.
Havanın biraz puslu olmasına rağmen hala içine sığabildiğim eski bikinimi geçirdiğim gibi üstüme allah allahh diye denize koştum :D Nasıl hasretmişim yüzmeye,insan nasıl da göbeksiz duruyor yüzerken,sırt üstü yatınca göbekcik nasılda sipsivri oluyormuş diye kendime şaşıra şaşıra yüzdüm.
Doktorum "bikini altın ıslak oturmak yok!Hemen değiştireceksin"diye salık vermişti.Kocacım benden daha dikkatli ki denizden çıktığımız gibi odaya döndük.Hamilelik yorgunluğu,yol yorgunluğu,1 saat yüzmenin yorgunluğu derken duş alıp giyinip çıktık adayı keşfe...
Günde 1 saat yürümem gerek aslında her gün..Ancak o kadar çok kilo aldım ve sanki hepsini göbeğe aldım ki zaten skolyoz hastası olarak bel ağrısı çeken ben hamilelikde değişen denge merkezi sayesinde 15dk'dan sonra bel ağrısından ölüyorum sanki..Ama ne hikmetse adayı gezerken pek rahattım...Acaba kendimi zorlayarak bildik yerlerde yürümek mi beni rahatsız ediyor diye düşünmedim değil hani...
Tabii adanın önce sağına sonra soluna yürüdüğümüzden tam orta noktada mola verdik. Pek tatlı bir molaydı.işte ispatı ;

Sonra akşam yemeği vaktimiz geldi...Kocacım balık yedircem karıma diye abarttı da abarttı..Çatlayana dek yedik.İkimizde ikizlere hamile gibiydik sofradan kalkarken :D Ancak gurme kocama rağmen ilk kez denediğim bir şey oldu "kalamar dolması",pek lezizdi.Benim gibi henüz tanışmamışlar için onun da fotoğrafı;


Yemek sonrası yanyana yanyana son ses müzikte bir sürü bar-disco-türkü bar vari yerlerin önünden geçtik,iyi ki pansiyonumuz bunların üstünde değil dedik,bolca dedikodu yaptık,şirin bi çay bahçesinde oturup geleceğimizi planlamaya çalıştık..Odamıza dönüp televizyon izledik.

Hayli geç uyumamıza rağmen sabah 09:00'da sanki önceki gün hiç yorulmamış kadar dinç ve hiç bir şey yememiş kadar aç uyandım.Bu kez Çınar Altı denen,Avşa'nın tam ortasındaki yere gittik.Fırından taze taze simitler,börekler aldık.Marketten peynir aldık ve oturup bol çay eşliğinde uzun uzun kahvaltı ettik.Bu mekanın özelliği şu..Ortada bir çınar var,altında da farklı farklı masalar var. Yeşil sandalyeliler sağ çaprazdaki kahveye, kırmızı sandalyeliler tam soldaki cafe'ye,üstünde şirin el boyaması motifler olan tahta sandalyeliler ise sağ yandaki mantıcıya ait :D Siz hangisine oturursanız ilgili mekanın elemanı geliyor hizmete :D Biz bilmeden kahveninkine oturmuşuz,en hızlı ve taze çayları biz kaptık :D
Anneciğimin hediyesi yeni elbisemle,tatil sarhoşu...
2.günümüzde şansımıza hava o kadar güzeldi ki kahvaltı sonrası ufak molalar vererek ve elbette sık sık bikinimi değiştirerek akşam 6'ya kadar yüzdük durduk.Esmer olan kocacığım yarı kızardı-yarı karardı.Ben 50+ faktörle minimum güneşlenerek yanmamayı becerdim :D 
Son günümüzde denize girmek yerine balık yediğimiz yerde uzun uzun kahvaltı etmeyi ve adada turlamayı tercih ettik. Balık sonrası bana kahve ikram edemediklerinden dertlenen işletme sahiplerinden gelen jest pek hoştu...

Öğlen 14:00 vapuru ile döndük...
3 güncük de olsa baş başa,el ele geçirdiğimiz bu zaman dilimi çok iyi geldi bize...
Hatta doğum öncesinde bi babymoon daha patlatalım bile dedik :D

Not: Sanırım oğlum yüzmeyi öğrendi ki dönüş yolu itibariyle karnımda artık tekme değil, dönüşler,itişler,kabarmalar,bir de resmen göbeğimi jole gibi sallayacak serilikte hareketler hissediyorum.
Hatta bu hareketler artık gözle görülür oldu :D

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atopik Dermatit (Alerjik Egzama)

Sevgiliye Meyve Yedirmek

Piruze